13’üncü yüzyılda yaşamış İtalyan yazar Dante Alighieri, dünya edebiyatının en büyük başyapıtlarından olan İlahi Komedya adlı eserinde korkunç bir cehennem tasviri yapar.
Tabii ortaçağda yaşamış bir yazarın hayal gücü de – doğal olarak – ortaçağ teknolojisine dayanıyor. Yaşasaydı eğer, Dante’yi kolundan tuttuğum gibi, Eskişehir Hayvanat Bahçesi’ne götürmek isterdim. Bizim makarnacı İtalyanın cehennem neymiş görmesini isterdim.
Evet… Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu yeni işkencehâneden bahsediyorum.
Garibim Dante hayatında hiç zebra görmemiştir ki, kafası kopartılıp derisi yüzülen zebralardan bahsetsin… Vahşi köpeklere canlı canlı parçalatılan ceylanlar, Dante’nin bile aklına sığmayacak vahşet sahneleri değil mi? 13’üncü yüzyılda elektrik mi biliniyordu ki, bir rakuna elektrik verilen işkence sahnelerini tasvir etsin Dante ağbimiz?
Eskişehir’in itibarını yükseltecek bir projeyken, bilakis kentin itibarını yerle bir eden bir projeye dönüştü hayvanat bahçesi. Dante bu işkencehâneyi görseydi çığlıklar atardı herhalde. Ama meslektaşlarımızdan ‘çıt’ çıkmıyor…
Hayvancağızlar dikenli ve elektrikli tellerin ardına kapatılıyor. Oldu olacak buna, elinde makineli tabancalar bulunan ve “achtung” diye bağıran nöbetçileri, ortada deliler gibi dönen projektörleri ve ağzından salyalar saçan azman köpeklerini zor zapt eden uzun kaputlu gardiyanları ekleyin. Toplama kampı olsun.
Peki bütün bunlar çağdaş Eskişehir’de neden yaşanıyor dersiniz?
Sırf adamın biri çıkıp da, “10 parmağımda on ayrı marifet var arkadaş. Ben çok güzel heykel yaparım, çevre mühendislerine işini öğretirim. Ekonomistim, müzisyenim. Mühendisler bana şapka çıkartır. Üstüne gider ameliyatlarda gözlemcilik bile ederim. Serde gazetecilik de var. Bir karikatür çizerim, Allah sizi inandırsın şaşırıp kalırsınız. Şimdi bir de hayvanat bahçesi yönetiyorum. Üstelik en güzel ben yönetiyorum” diyebilsin diye yaşanıyor bütün bunlar.
Çağdaş Eskişehir’in ortasında gece – gündüz sistemli hayvan hakkı ihlallerinin yapıldığı, işin artık beceriksizlikten hayvanlara işkence boyutuna ulaştığı bir ortamda yaşamaktan utanıyorum. Hayvanlara yardım edememiş olmaktan dolayı da kendimden ve insanlığımdan utanıyorum.
Peki siz aziz meslektaşlarım? Sizler üç maymunu oynamaktan utanmıyor musunuz?
KEREM AKYIL
2eylul.com.tr