BAKKAL DEFTERİ…
‘Bakkal defteri’ ibaresi dilimizden /edebiyatımızdan neredeyse çıkmak üzere… Veresiyeyi kredi kartları ile gelecek ay ve yıllara borç olarak yazdırdığımızın farkında bile olmadan hem de…
Borç yiyenin kesesinden yediği bir dünya işte…
/Daha makbul diyorlar /yanılıyorlar hâlbuki…
Bakkal defterlerinin yaprakları kırışık olur… Aksi mümkün değildir… Eskiden bilirim çok tuttum, yazdım /yazdırdım… Güzel günlerdi o ayakkabıyı ters giydiğim çocukluk yıllarım…
Sonraları küçük bir defterde müşterinin eline verildi… Bir süre sonra kalktı o kültürde…
Sanmayın veresiye kalktı… Aksine borçlanma arttı…
*
Öldüklerimizi duymuyorlar... Bizde onlarınkini…
-Hani derler ya ‘Alışverişi AVM’lerden yaparsınız ama cenazenize mahalle bakkalınız gelir’ diye… Az bile söylenmiş…
-Bakkallar evin amcası gibidir bir nevi…
Çocukluğumdan biliyorum… Merhum babamın küçük bakkalından edindiğim tecrübeleri yazmak için kelimeler kifayetsiz kalır…
Bakkalımız bizim sünnetinimize, mevlidimize, düğünümüze, ölümüze dirimize gelirdi… Şimdilerde bırakın AVM sahiplerinin gelmesini /vergisini bile başka şehirlere ödüyorlar… Ve öldüklerimizi duymuyorlar... Bizde onlarınkini…