#ZülfüyâreDokunacağım ÇARESİ YOK!
Soldaki #KadirÇeşmesi idi /yıkılana dek!
Sağdaki 'ŞEY'i bilmiyorum!
Sanırım Modern(!) bir Çeşme projesi...
Nereye yapılacağına dair resmi bir açıklama da yok...
Çünkü, Lütfen dikkat ediniz, heceleyerek tekraren yazıyorum...
#RESMİ #BİR #AÇIKLAMA #YOK
'İzaha da luzum yok' diyorlar sanıyorum...
İki dudak arası hizmet(!) yersen...
Peki, bunu neden Mihalıççık Haber'den yazıyorum!
Şahsi sayfamdan yazmıyorum /ifade edeyim...
Bu mecra Malıca özelde ondan...
Bir Sivrihisar'lı, Seyitgazi'li, Beyşehir'li, Kırşehir'li bilmez belkide merak dahi etmez Malıçta ne oluyor ne bitiyor, #KadirÇeşmesi 'ni, anıları, yüzünü yıkayıp serinlediği suyunu /bundan sonrada bilemeyecek orjinal halini...
Bu mecra, siyasetten, etnik ayrımcılıktan uzak, insan olana saygılı Yunus dilli, Yunus gönüllülerin fikrini paylaşabildiği bir mecra ve bu mecranın #ÖzüMalıç
YUNUS, YAVUZ VE HOCA NASREDDİN...
#YunusDili 'nden bahsetmişken Yavuz'dan bahsetmeden olmaz elbet...
Bizi bilen bilir;
‘Aletlerin en faydalısı kalemdir. Bir şişe mürekkep bir külçe altından hayırlıdır.’ Der İbni Sina…
-
Yazılarımı kaleme alırken, kelimeleri bürüdüğüm cümleler benimdi, artık sizin /derim...
-
Kalemimi emrine amade kıldığım Cenab-ı Allah cc’a vereceğim hesaptan başka çekinecek bir şeyimiz de yoktur…
-
Ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde, Kelime-i Tevhid şuuruyla, Türklük aşkı yolunda, bazen ‘Yunus’ bazen de ‘Yavuz’ ruhu taşır yazılarımız…
İnancımız odur ki!
-
Bu topraklarda yaşayanların /sevgisi, saygısı, hoşgörüsü ata bildiğimiz Yunusemre’den gelmektedir…
-
Güldürürken düşündüren güler yüzlü oluşumuzu ise yine dedemiz Hoca Nasrettin’den bilmekteyiz…
-
Tüm bu özelliklerin yanı sıra aynı bedende Seyit Battalgazi’nin ruhunu da taşıdığımız bilinsin isteriz…
Elimdeki tek imkânımız kalem ve dahi kelam ile haksızlıklara, adaletsizliklere, zulümlere buğz ediyoruz /etmeye çalışıyoruz inşallah…
Bu kalemin ve dahi kelamın yegâne amacı da budur…
Doğrunun yardımcısı Allah cc'dır… Allah cc’ım bizleri doğrudan ayırmasın…
Allah cc sizlerden razı olsun, kalemimizi düstur edindiğimiz yol üzere dosdoğru kılsın…
DEVAM EDELİM...
KADİR ÇEŞMESİNİ 'ŞEY'LE Mİ KIYAS EDECEĞİZ?
SORACAĞIZ 1)
Türk Dil Kurumunda #Kıyas :Bir tutma, denk sayma, mukayese' olarak belirtiliyor... Yanisi şu! - Yıkılan ve yerinde yeller esen #KadirÇeşmesi 'ni neyle mukayese edeceğiz? O 'ŞEY'le mi? onu soracağız?
SORACAĞIZ 2)
#KadirÇeşmesi yıkım kararı nasıl ve kimler tarafından alındı? Onu soracağız... - Yıkım kararı mı verildi? onu soracağız, sorarken de /O kadar sağlam yapılmış ki 2 günde anca yıkıldı demeyi ihmal etmeyeceğiz...
SORACAĞIZ 3)
-
Konuya dair 04.06.2020 tarihinde kaleme aldığımız http://www.eskisehirgundem.com/?sec=2&yazarid=6303&newsid=156957 bu yazımızdan bugüne 14.06.2020 tarihine dek /Projeye dair RESMİ BİR AÇIKLAMA neden yapılmadı?
SORACAĞIZ 4)
DAVULA vurulmasına rağmen neden TOKMAK'tan ses geldi /onu soracağız...
MİHALIÇÇIK BELEDİYE BAŞKANI MI YAZDI(RDI)? SANMAM!
Resmi açıklama yapılmamasına rağmen, 04.06.2020 yazımızdan saatler sonra tamda 'ŞEY'e yakışır biçimde, sosyal medya aracılığı ile bir şahıs sayfasından sağdaki 3D (katı) çizimi görülen 'ŞEY' Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum açıklaması gibi 'ŞEY' servis! Edildi...
İfade aynen şöyleydi...
Noktasına dahi dokunmadan aktarıyorum...
Mihalıççık Belediye Başkanı Haydar Çorum 'ilçemizin sembolü olan ama görüntü olarak kötü bir durumda bulunan Kadir Çeşmesi için yaptığımız iştişareler ve çalışmalar sonucunda çeşmemizi tamamen yıkarak, zemini dahil yeni bir mimari projeye uygun şekilde yapılarak ilçe halkının hizmetine yakın bir zamanda sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz diyerek Kadir Çeşmesi suyu olduğu yerden çıkan doğal ve şifalı bir Çeşme değil , ilçe şu şebekesine bağlı olup, doğal tarihi bir doku ve mimari tescilli bir yapıda olmadığı için günümüz şartlarına ve ilçemiz yakışan bir mimariyle daha görkemli bir şekilde yeniden yapıyoruz. Böylelikle ilçemizdeki bir çeşme görünümüyle, yaşanan hatıraların yeniden canlanacağı, görsel olarakta ilçemizin gururunu hep birlikte yaşayacağız. Dedi.) ifadeleriyle paylaşıldı...
SORACAĞIZ 5)
Şimdi bizim merak ettiğimiz 'ŞEY'in paylaşımdan Mihalıççık Belediye Başkanının haberi var mıydı? Bu açıklama Sayın Çorum'un mu? Sayın Çorum'un ise neden resmi sayfalarda veyahut kendilerinin şahsi hesabında yok /onu soracağız...
SORACAĞIZ 6)
Sağdaki 'ŞEY' sosyal medyada bir 'ŞEY'ler yazarak paylaşan diğer ŞEY'in eline nasıl ulaştı? onu soracağız...
SORACAĞIZ 7)
Bildiğimiz ve dahi takip ettiğimiz kadarıyla Mihalıççık Belediyesinin resmi bir facebook sayfası varken, üstelik aktif kullanılıyorken oradan neden paylaşılmadı? başka 'ŞEY'den paylaşıldı? onu soracağız... SORACAĞIZ 8) Mihalıççık Belediye yetkilileri bu 'ŞEY'den haberimiz yok bizim projemiz değildir derse ne yapacağız? / onu soracağız... Öyle denirse diyorum çünkü; öyle olsa, bu proje yani 3D çizimi 'ŞEY' tarafından paylaşılan ve yeni Kadir Çeşmesi diye sunumu yapılan 'ŞEY'in Mihalıççık Belediye resmi sayfalarında da paylaşılması gerekmez mi? diye soracağız... SORACAĞIZ 9) Eğerki üstte harfine dokunmadan aktardığımız açıklama Haydar Çorum Bey’e aitse şunları da soracağız 1) Kadir çeşmesinin görüntüsü kötüydü evet, lakin Kadir çeşmesi idi, özüne, aslına uygun tadilat yapılabilirdi... 2) İstiaşare ve çalışmalar kiminle yapıldı? meclis üyeleri ile mi? meclis kararı var mı? onu sooracağız... 3) Kadir Çeşmesi veyahut benzeri bir yapının yıkılması için 'doğal tarihi bir doku ve mimari tescilli bir yapıda olmadığı' tespiti yeterli midir? onu soracağız... (Malıçta 1 adet tarihi yapı var o halde her şey yıkılabilir öyle mi?) 4) (... günümüz şartlarına ve ilçemiz yakışan bir mimariyle' ifadesinden Kadir Çeşmesinin Malıca uygun değildi ifadesi mi anlaşılmalı? buna kim nasıl karar veriyor? onu soracağız... 5) Ve sondan bir önce ki sorumuzda da 'Böylelikle ilçemizdeki bir çeşme görünümüyle, yaşanan hatıraların yeniden canlanacağı, görsel olarakta ilçemizin gururunu hep birlikte yaşayacağız' ifadesinde bunun nasıl olacağını soracağız...
Eğer ki Sayın Çorum bu 'ŞEY'in sayfasında ki açıklama resmi açıklama değil derse sorularımızı geri alıp 'ŞEY'le uğraşmaya devam edeceğiz...
Belki de son yılların en 'ŞEY' yazılarından birisi olmaya namzet olacak bu 'ŞEY'ler yüzünden lakin olsun /kadir Çeşmesine değer… Kadir Çeşmesi'nde anıları olanların hakkını savunmak kolay 'ŞEY' değil... Bi SÜRÜ 'ŞEY'de 'iyi ki yıkıldı yorumunu yaptı zaten! Ve yine sanırım Kadir Çeşmesinin yıkılmasını hizmet görenlerin Kadir Çeşmesinde hiç anıları yoktu... O 'ŞEY'ler çocuklarına, torunlarına Kadir çeşmesine biz sahip çıkamadık, biz sahip çıksaydık tarihi olurdu derler artık... ŞEY' neyse! Aslında bu 'ŞEY' olurken Malıçta çok 'ŞEY' oldu ama olsundu... Zülfiyare dokunan kişi olarak da 'ŞEY' edebilirsiniz sorun yok... Biz alıştık SİZ ÇOKSUNUZ BİZ HAKLIYIZ DEMEYE... Allah cc var gam yok... Ve belkide Kadir Çeşmesi hiç yıkılmadı biz boşuna 'ŞEY' yapıyoruz... ...ve şimdiden beyan ediyorum; Kadir Çeşmesi'nin ve diğer proje(!)nin kısaca bu fotoğrafların üstünü dolduracağım /devam edeceğim... Ve dolduruken de Zülfüyâre Dokunacağım çaresi yok! PEK YAKINDA... Hee unutmadan ZÜLFİYARE DOKUNMAK: ... bir makamı, daireyi yönetenlere dokundurucu, iğneli yazı ve sözle sataşanlara zülfüyâre dokunuyor, derlermiş /unutulmaya yüz tutsada Zülfiyare Dokunanlar UNUTMAZ... Bir de bunun hikâyesini âşıkla maşuğun ağzından yazıverelim... Âşığın sevdiği kız alıngan, her sözden bir anlam çıkaran bir afetmiş. Yüzünün her iki yanındaki zülüfler, âşığın hem hoşuna gider hem de onları bukleli ipeklere benzettirmiş. Bu benzetmelerden gücenen afet, “Demek benim zülüflerim ipek teller gibi cansız ve ruhsuz mu geldi sana?” diye âşığa sitem edermiş. Genç âşık bir gün sevgilisiyle güllerin açtığı, bülbüllerin öttüğü bir bahçede gezerken hırçın bir rüzgâr esmiş. Bu rüzgâr sevgilisinin saçlarını dağıttığı için kızmış. Sevgilisi bundan da bir anlam çıkarmış: “Anlıyorum, sen rüzgârı bahane ederek, benim ihmalimi yüzüme vurmak istiyor, saç ve zülüflerimi taramadığımı ima ediyorsun.” demiş. Âşık sevgilisinin bu sitemlerinden usanınca ağzına bir daha onun adını almamış. Âşık, cevr ü cefaya ne kadar katlanır… BİTMEZ....
'ŞEY' Unutmadan!
Sadece hedefinin ‘HAK OLMASI’ yetmiyor,
Hedefine giderken de ‘#HAKÇA’ gitmek gerekiyor...
Türkiye'm de bazı insanlara anlatamadığımız derdimiz budur efendi...
Anlatabildik mi?
Görevden vazife çıkarıp, her devrin adamı(!) olan ‘ŞEY’e de bir tavsiye daha vereyim,
Bir İncinin Hikayesi’ni oku, belki ‘ŞEY’dersin…
Lafın tamamı da çocuğa söylenir…
Sabırdan sonra ağıza gelen söz ağır gelir söyletmeyin...
Ves’selam…
Güvence