Atçılığın merkezi bir kentiz.
Şu an pistlerde koşan atların yarısı Mahmudiye’de yetişiyor.
Bırakın bir hipodrama sahip olmayı, ahırlar kapatılıyor!
***
Havacılığın merkezi konumundayız.
Milyonlarca Dolarlık iş üretiyoruz ve satıyoruz.
Pandemide zora düşen sektöre özel teşvikler verilmiyor ama.
Dahası, tarifeli uçuşlarımız yok.
Bir bina tadilatı ile Eskişehir’den yapılacak seferler yerine Kütahya’ya havalimanı yapılıyor.
Hemde milyonlarca Euro devlet garantisi ile.
Külliyen zarar elbette!
***
Eğitim şehriyiz.
Katılıyorum…
Şehir halkı yeniliğe açık, öğrenciyi seviyor.
Daha fazla öğrencinin gelmesini de canı gönülden istiyor.
Ancak iki devlet üniversitemiz var.
“Üçüncüyü de, üniversitenin birisini bölerek yapıyoruz”
Aklan ziyan.
Bu şehir ayrıca bir devlet ve yeni vakıf üniversitelerini kaldırır.
Ama girişimde bulunan bile yok!
HHH
Tarım kentiyiz ama rakamlar belli.
İthalatı, ihracatından 4 katı fazla bir tarım kenti olur mu?
Mevcut tarım alanlarını yeterince değerlendiremeyen, kırsalı her geçen gün boşalan bir şehiriz.
***
Demiryolunun kalbi konumundayız.
Osmanlı döneminden bu yana demiryolu sektörüne araçlar üretiyoruz.
Şehrin bu konudaki hafızası, alt yapısı ve yeteneği bu ülkede başka bir yerde daha yok.
Ama elimizdeki Tülomsaş’ı kaptırıyoruz.
Uraysim için kırk dereden su getiriyoruz…
***
Karayollarının kesişim noktasındayız.
Neredeyse Anadolu’yu birbirine bağlayacak pozisyondayız.
Sanayi alanlarına geçişi sağlıyoruz.
Bir yanımız başkent, diğer yanımız ülkenin para kaynağı olan Marmara.
Ama arada sıkışıp kalıyoruz.
Ülkenin heryeri otobanlarda döşenirken,
İki tane çerveyolu geçişi için bastıramıyoruz.
***
Anadolu’nun öncüsü, futbolun Türkiye’deki beşiği bir kent olma durumundayız.
Türkiye de bunu zaten kabul etmiş durumda.
Taraftarının ünü, şöhreti yurt dışın kadar taşmış.
Ama Eskişehirspor’a dahi sahip çıkamıyoruz.
***
Öylesine bir termal zenginliğimiz var ki;
Dünya Sağlık Örgütü bile, “Şifalı su budur” diyor.
Ama Kızılinler suyunu katma değere çeviremiyoruz.
Komşular bu işin kaymağını yerken, iki tane sera kurup bu suyu tarımda bile kullanamıyoruz.
***
Örnekleri çoğaltabilirsiniz.
Aklımıza gelenleri aldık buraya.
Anlayacağınız, kabuğunu kıramayan bir kentte yaşıyoruz.
Evet, eğitimli, kültürlü, donanımlı, huzurlu her konuda öncü bir şehiriz!
Bununla da gurur duyuyoruz…
Ama öylesine hamleleri yapamıyoruz ki;
Bir yanımız hep eksik kalıyor!
Sedat Aydoğan
İstikbal Gazetesi