KOCAMAN koltuklara oturan, BÜYÜK yetkilerle donatılan KÜÇÜK adamlara! - 1
Hiçbir koltuk, makam, mevkii kalıcı olmadığı gibi, dedenizin, babanızın malı da değildir… Babanızın malı, mülkü de olsa bu durum değişmez. Kuralları vardır ve dahi uygulanır…
Kimse kusura bakmasın, SEÇİNLE ve/veya SEÇİMLE başa gelmiş /seçilmiş(!) her kişi sırtında yumurta küfesi taşır…
Seçilmiş kişi(!) ekibiyle değerlidir, tek başına allame-i cihan olsa bir işe yaramaz…
Ekibini gerekirse kendinden fazla önemsemeli, üzerlerine titremelidir…
Bu minvalde iletişim önemlidir, gurur, kibir yapmadan, yalan dolan peşinde koşmadan hizmet binası inşaa etmelidir…
Unutulmamalıdır ki;
O kocaman koltukların yağı, cilası etrafınızdaki yağcılar, yalakalar tarafından değil, sizin sevgi, adalet ve saygınızdan dolayı olacaktır…
Etrafınızda size gerçekleri söyleyen, söylemeye çalışanları kovalar, eleştiriye tahammül edemez geri bildirimde bulunmaz kin ve nefretle davranıp, sevgiyle kucaklamazsanız bir gün koltuk altınızdan kayıverir, tepetaklak, dımdızlak kalırsınız ki siyasi mezarlıklar bu tür kibir abideleri ile doludur…
Demem odur ki;
Tek başınıza allame-i cihan olsanız bir işe yaramaz…
Haddimiz değil(!) lakin naçizane tavsiyem;
Sakın ola kendinizi bir şey sanmayın, oldum demeyin! Ekip ruhuna önem verin…
Size oy, gönül verenlere sıkı sarılın! Onları kırmayın!
Bazılarınız emanet oylarla o kocaman koltuklarda oturduğunuzu ve dahi zamanı geldiğinde 23 Nisan çocuğu misali kalkacağınızı unutmayın!
Aman ha!
‘Sosyal medyadan cevap vermem’ deyip, sosyal medya budalalarının, derdi, günü mama(!) olanların oyuncağı, kuklası, mahkûmu olmayın!
Sözün tamamı da çocuğa söylenir.
Ves’selam.
Güvence
Bu adam(lar) var oldukça devam eder, eder :)