YUNUSEMRE TREN İSTASYONU...
Tren yolculuğu yapanlar mutlaka T.C Devlet Demiryolları Malıç - Yunusemre istasyonunu bilirler…
Üniversite öğrenciliğim döneminde tren yolculuklarına bayılırdım…
Bayılmamın(!) en büyük nedeni hesaplı olmasıydı tabi… Bunun yanı sıra, güvenli ve konforluydu da…
Yolculuklarda kitap okumanın tadı ise bambaşkaydı… Aşığın, maşukuna kavuşması gibi iple çekerdim yolculukları…
Cuma akşamları Balıkesir’den biner, sabahın ilk ışıklarında Malıç-Yunusemre istasyonuna inerdim…
***
Balıkesir, Gündoğan, Nusrat, Mezitler, Kireç, Dursunbey, Güneyköy, Piribeyler, Balıköy, Emirler, Tavşanlı, Köprüören, Kütahya, Alayunt, Uluköy, Sabuncupınar, Porsuk, Gökçekısık, Kızılinler, Eskişehir güzergâhını izleyerek gelirdik Kent’imize…
Bir nevi kendimize…
Eskişehir’e geldiğimizde 1 saat sonra Yunusemre istasyonunda olacağımızı da bilirdik…
Karesi Ekspres, Boğaziçi ve Mavi tren başta olmak üzere o güzergâhı sıklıkla kullananlardandım…
Bunun yanı sıra Posta ve Doğu ekspresini bile kullandığım olmuştur…
Düşünsenize el kaldırıldığında bile duran, saatlerin gün olduğu Posta trenlerinden bahsediyorum…
Şimdilerde o dönem ki yolculukları kitaplarda okuyanlar, insanların hayal gücüne hayran kalıyorlar, halbuki dibine kadar gerçek o yazılanlar..
ÖZLEMİM TREN YOLCULUĞU…
Balıkesir ili, Marmara ve Ege bölgesinin tipik özelliklerini taşıyan 2. Memleketim dediğim şirin bir Kent…
Yeşilin her tonunu izleye izleye İç Anadolu’nun çorak bozkırlarına kıvrıla kıvrıla yol almanın hazzı anlatılmaz elbet /yaşanır…
Issız köy ve istasyonlarını, Dursunbey ormanlarını, Tavşanlı’da durduğunda koşa koşa hediyelik leblebi /pişmaniye almayı, inen-binenleri izlemeyi özlüyor insan…
Tren yolculuğuna dair biriktirilen anıları kitap sayfaları almaz inanın…
***
Kompartıman, koltuklu, kuşetli ve dahası… Her birinin farklı seyahat tadı vardır…
Kompartımanda, belki de tanımadığınız insanlarla yüz yüze saatlerce yolculuk yapmanın, muhabbet etmenin sosyal iletişimde yeri apayrıdır…
Hele ki gitmek zorunda olup, bilet bulamadığınızda sadece kuşetlide yer varsa o hafta ki harçlığınızdan feragat etmeniz anlamına gelirdi /çünkü
Hele ki bilet bulamayınca ayakta yolculuk yapmanın bir ömür unutulmaz hatırası vardır…
KUYRUKLAR TAVA SAPI GİBİ OLUR AYAZDAN…
Sınav öncesi ve sonralarında trenlerde iğne atsanız düşmez yere…
Balıkesir’den Eskişehir’e iklim değişikliği gece ile gündüz kadar farlıdır… Kent’imize yaklaştıkça kuyruklar tava sapı gibi olur ayazdan…
Öyle bir ayaz olur ki buz tutar burnunuz, elleriniz keçeleşir, çeneniz kilitlenir konuşamaz iletişime kapatırsınız kendinizi…
Şimdilerde filmlerde nostalji olarak izlenebiliyor bizim yaşadıklarımız…
Özlemi burnumuzu sızlatsa da, çok şükür bu konforu gördüm diyebilenlerdenim…
***
Çoğu zaman bu yolculukları üniversite dönemlerinde hanesinde kaldığım Mehmet abimle (eniştemle) gerçekleştirirdik… Kamu işçisi olmasına rağmen 3 çocuğunu okutabilmek için Zeytin ticareti yapar, hemen her hafta Balıkesir’den, Malıç halk pazarına gelirdi… Üstelik aynı gün/gece dönerdi…
YUNUSEMRE TREN İSTASYONU…
Geçmişe kısa bir yolculuk yaptıktan sonra gelelim Malıç – Yunusemre istasyonuna…
Sabahın ilk ışıkları ile Yunusemre’ye varır, açık olan kahveye (kıraathane) oturur içinizi-dışınızı ısıtacak Çay’ı yudumlarsınız…
Yanınızda getirdiğiniz azıkla buluşturursunuz güzellikleri midenizde…
Kısa bir molanın ardından Mihalıççık - Yunusemre güzergâhında çalışan minibüse biner ana-baba ocağı, ata toprağı Malıca gidersiniz…
Benzeri durumlar, hatta daha fazlası Ankara-Eskişehir arası yolculuk yapanlar içinde geçerliydi elbet…