“Kusuru kendisine söylenmeyen adam, ayıbını hüner sanır.” [Sadi]
Lideri; kitleleri ardından sürükleyebilen olarak tarif ederler. Bu tanımlamada yanlışlık yok ama eksiklik var. Ardından sürüklediği insanları hangi değerler uğrunda hangi istikamete yönlendirdiğine de bakmak gerekecektir.
Dünyamız binlerce yıldır çeşitli tiplerde liderler gördü geçirdi. Hepside kendi uygulamalarını hayata geçirmek için bazı sistemler kullandı. Bu sistemler farklı farklı isimlendirilse de aslında iki çeşit sistem ve iki tip lider olduğunu söyleyebiliriz.
Bunlardan birisi; Firavuni Sistem ve onun Firavuni Lideri…
Diğeri ise; Hakk’ın Sistemi ve Adil Lider…
Aslına bakarsanız bunlara bir üçüncüsünü eklemek gerektiğini düşünenlerdenim!.. Buda yine Firavun Sisteminin bir parçası olan Münafık Lider yada başka bir ifadeyle Yezidi Lider…
Firavun sisteminde güçlü olan Haklıdır, üstündür. Bir kısım azınlık sefa sürerken diğerleri bu mutlu azınlık için üç kuruşa çalışıp dururlar. Eski Mısır v.b Firavuni sistemlerde insanlar zorla ele geçirilir, zincirlenip efendisine ait işlerde ücretsiz karın tokluğuna çalışırdı. Yani yaptığı işin karşılığı bir ücret almazdı ama efendisi onu hem yedirir hem de yatırırdı.
Gelelim bu günümüze… Sözde demokrasi var, sözde özgürüz ama her tarafınızdan bağımlı ve modern köleleriz. Mutlu azınlığın işyerlerinde temel ihtiyaçlarımızı karşılamaya yetmeyecek ücretlerle çalıştırılırız. Aysonu patron elinize üç beş kuruş tutuşturur. Git evinde ye, iç, yat der. Eski kölelik zamanında sahip kölesine yemek yedirip yatırırken şimdi elinize biraz para tutuşturup başından savar. Anlatabiliyor muyum sevgili dostlar… Şu an asgari ücretle çalışanların hepsi maalesef köledirler.
Dünyada ve Türkiye’de toplam hasılanın (paranın) %50’sini toplumun %5’i harcarken, kalan %50’sini ise toplumun %95’i paylaşmak zorunda kalır.
Firavuni Sistem, insanların talepleri çok, kaynaklar ise az diyerek insanları aldatırlar. Halbuki dünya kaynakları yeterlidir de, bir türlü doymak bilmez Firavuni sistemin mutlu azınlığı ve liderleri diğer insanlarla bu kaynakları paylaşmak istemezler.
Türkiye’mde açlık sınırı 1000 tl’yi yoksulluk sınırı 2000 tl’yi aşmışken Asgari ücretle çalışanlara 700 tl’yi bile çok görüyorlar.
Bağkurluya, emekliye sözde enflasyon oranında %5-8 zam verirlerken kendilerine %50-100 zam vermeyi hak gören bir Firavun Sistemidir bu. Halka verdikleri maaş artışını ise, vatandaşın doğal giderleri olan (petrol, doğalgaz, elektrik v.b) harcamalarına %10-15 zam yaparak fazlasıyla geri alırlar. Azınlıklara türlü serbestlikler getirirler, ibadethanelerini ihya ederler. Sonra soykırım yalanının kanunlaşmasına da engel olamazlar. Batıdan korkarlar. Halbuki öyle liderler vardır ki; “Bana ne Amerika’dan” deyip Kıbrıs harekatını gerçekleştirir. Hiçbir kınayıcının kınamasından korkmaz, çekinmez.
Firavuni Sistemin getirileri olan batıl, hurafe ve şirkin tüm kavram ve kurumlarıyla kök saldığı, teşvik ve takdir edildiği, sahte lider ve ucuz kahramanların bolca üretildiği, kaypak ve sükseli kavramlarla insanların düşünme melekelerinin köreltildiği, sapla samanın karıştırıldığı, gayri meşru kazanç, terör ve medya şebekelerinin beyinlere yön verdiği dönemleri yaşamaktayız. Hakkani Sistemi savunanlar aşırı sövgü ve yergilerle gözden düşürülürken, sapkın fikirli Firavun Sisteminin savunucuları aşırı övgülerle el üstünde tutulurlar.
“Biz Hakkı batılın üstüne fırlatırız o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o yok olup gitmiştir.” [Enbiya, 18]
Bu mevzuya sonraki yazımda devam edeceğim inşallah. Hoşçakalın…