OLMADI! OLMAZ DA!
Sen neden sendikaya üye olmuyorsun?
Ne zaman sendikalar bir araya gelir veya birleşir tek sendika olur o zaman üye olurum!
Birçok kişi sendikalara üye olmadığının gerekçesini böyle bir mazeretin arkasına sığınarak savunur. Ve böyle bir gerekçe sunarken, bu gerekçesini iş olsun diye değil, bu gerekçesine ciddi ciddi inandığı için söyler.
İdealist bir felsefeden bakarsan bu söylem, insana hiçte mantıksız gelmez. Neden onlarca sendika vardır? Dertleri aynı ise bir çatı altında toplanmaları gerekmez mi? Birlik olmak emekçileri daha güçlü kılmaz mı? denilebilir.
Evet! Hepsi yiyici bunların! Dertleri kendi cepleri! Al birini vur ötekine!
Gariban her zaman ezilir! Altta kalanın canı çıksın!
Mantık bu mantık!
Diyorduk ya; birleşmiyorlar. Beraber eylem yapmıyorlar, diye.
23 Mayısta tüm sendikalar bir günlük iş bırakma eylemi yaptılar. Hükümetin verdiği yüzde üç buçuk zammı protesto ettiler.
Emekçilerin tepkilerini dile getirmeleri gerekiyordu, getirdi.
Sonra ne oldu?
Hiçbir şey...
Hakem kurulu dört artı dörtte karar kıldı.
Eylem yaptıkta ne oldu?
Demek ki, iki kere iki her zaman dört etmiyor.
Haklar direnerek kazanılır.
Göstermelik eylemleri hiç kimse dikkate almaz.
Hatırlar mısınız; Zonguldak maden işçilerinin direnişini? Binlerce işçi, çoluğu, çocuğu ile Ankara’ya doğru yürümüş, “ölmek var dönmek yok” demişti. O zamanın hükümet, işçileri ikna etmek için adeta çırpınmıştı.
Sendika vardır! Birde sendika vardır.
Olmadı! Olmazda!...
Armut piş ağzıma düş! Nerede bu yoğurdun bolluğu. Öyle kolay mı hak almak, kazanılmış hakları korumak, yeni kazanımlar elde etmek?
Birçoğu hangi sendikaya üye olduğunu bilmiyor.
Efendim, arkadaşı kıramadım. Şuraya imza at dediler attım. Vallahi üye olduğumdan haberim bile yok. Çok baskı geldi, dayanamadım. Aman ya, sürüden ayrılanı kurt kapar! Hep sürünün içinde olmalı!
Peki; emeğin, ekmeğin, iş güvencesinin, geleceğin!
Kim savunacak seni? Hakkını kim alacak?
Olmadı olmaz da!...
Bu bakış açısı ile bu mantalite ile olmaz.
Hepsi aynı öyle mi?
Üye olda nereye olursan ol!
Araştır, sor soruştur, sorgula kim kimdir, kim nedir?
Ondan sonra konuş, bir şey söyleyeceksen ondan sonra söyle. Kararını ondan sonra ver.
Her meyve elma değildir.
Unutma!
Aldığın bir ürünün iyisi, kötüsü vardır, değil mi?
Hayatta öyledir.
Doğru seçimi sen yapacak, doğru yerde sen duracak, hak etiğini sen alacaksın. İşte o zaman emek ve emeğin değeri hayat bulacak, daha güzel yarınlara sen ve senin geleceğin yürüyecek. İşte o zaman olmayan olacak, hayata daha güvenle bakacaksın.