ÜLKENİN DURUMU
Demokrasinin köklülüğü, demokrasi kavramının tarihsel süreciyle ilgilidir. Ne kadar köklü bir geçmiş o kadar sağlam bir demokrasi demektir.
Sağlam demokrasilerin kökünde halk vardır. Halkın emeği, alın teri, mücadelesi vardır.
Sürgünler, hapisler, zulümler, işkenceler, işten atılmalardır demokrasinin bedeli.
Demokrasi;
Davulla zurnayla gelmez.
Bakan karşılar gibi hiç değildir.
Biat kültürü ile anca verilenle yetinilir.
Muz Cumhuriyeti değiliz!
Bir gecede kanunlar çıkıyor, atamlar yapılıyor, görevden alınıyor. Hak, hukuk, adalet rafa kaldırılıyor.
Her şey bir gecede oluyor.
Bir gecede…
Bir zamanlar Osmanlı’nın üç kıtaya demokrasi dağıttığından dem vurur ne kadar hoş görülü bir toplum olduğumuzla övünürdük.
Nedense bu hoşgörü kültürümüz sadece kendi tarih kitaplarımızın konusu olmuştur.
Seksenden sonrada aynı teranelerle bu günlere geldik.
Son yıllarda Avrupa uyum yasalarından bahsedildi. Ülkede Avrupa müzakerecileri türedi. Dosyalar açıldı. Dosyalar kapandı. Raporlar verildi.
Sonra…
Emek verilmeyen hiçbir şey değerli değildir.
Ülkemizde hiçbir dönem güçlü bir demokrasi arayışı olmamıştır.
Verilen kadar demokrasi…
Yıllardır güçler ayrılığı ilkesinden bahsedildi.
Neydi güçler ayrılığı; yasama, yürütme, yargı.
Şimdi yargı nerede?
O anlatıla anlatıla bitirilemeyen güçler ayrılığı …
Bir zamanların derin devleti şimdi oldu paralel devlet.
Tekrar başa döndük.
Hamaset nutukları atılmakta dün olduğu gibi…
Vatan millet söylemleri kürsülerden yükselmekte dün olduğu gibi…
İnsanların temiz duyguları sömürülmekte dün olduğu gibi…
Ülkemizin durumu;
bu gün dün olduğu gibi...