Onların kitap mantığından değil, Afyon, Kocatepe, Dumlupınar mantığını anladığını biz, kırk yıl önce biliyorduk; fakat, unutmuşuz.
Bu bilgiyi tazelemek için harcadığımız aylar, onlara, bile bile vakit kazandırmamız gibi oldu. Onlar, şarkıdan anlamaz; türküden, ağıttan anlamaz, belki marştan anlar.
Onlar, yaydan anlamaz; oktan anlar. Ayrıca dil döküp durduk…
Onlar, dilden anlamaz, elden anlar. Anlaşmak için el uzattık; bunu el açmak sandılar…
Düşünmedik ki tokatla, yumrukla beslenmeye alışmış olanlar, el işaretinden değil; tokattan yumruktan anlar.
Onlar yazışmadan, çizişmeden, buluşmadan, görüşmeden anlamaz; dövüşmeden anlar…
Yanlarında Kıbrıs konusu açıldığı zaman, suç kendilerindeymiş gibi, asker dostlardan kiminin yüzü öfkeden, kiminin utançtan kızarıyordu; karacısı da, havacısı da, denizcisi de pek iyi biliyordu ki, Kıbrıs’ ta meydanı boş bulanlar, uçurtmadan, balondan anlamaz; roketten anlar…
Altı ayın acısını üç saatte çıkardığımız doğrudur…
Altı ayı tebrik etmem; üç saati tebrik ederim.
Onlar, önsözden anlamaz; sonsözden anlar.”
Arif Nihat ASYA 1964 yılında kaleme almış bu çalışmayı.
50 yıl sonra bugün. Yani 2014 yılında sizce Dünya’da / Türkiye’de ne değişmiş.